Kullanılan en eski uzun saplı, mızrapla çalınan sazların M.Ö. ki tarihlerde taş üzerine kabartma tekniğiyle işlenmiş resimlerin olduğu bilinmektedir. Sümer Uygarlığı, Eti Uygarlığı ve Mısır Uygarlıklarında da bu resimlerin örneklerine rastlanmaktadır. O dönemdeki sazların sap kısmındaki perdeleri 5-6 sıralık bağlamlardan oluşmakta ve sazın tellerinin hangi maddeden yapıldığı bilinmemektedir . Daha sonraki dönemlerde Orta Asya 'dan batıya göç eden Oğuz Boyları'nın Anadolu 'ya getirdikleri sazlarda şimdide kullandığımız tel, kulak ve perde bağlarının olduğu bilinmektedir. Eski Uygurlar'ın başlıca sazı olan (Kopuz) Anadolu Oğuzlarının kullandığı sazla aynıydı. Kopuz ozanların saz şairliği çalgısı olarak devam etti, çeşitlendi ve Selçuklular döneminde de Anadolu'ya yayıldı. Türklerde ozanlığın piri olan Bayatlı Korkut Ata'nın tanburayı yani kopuzu icat ettiği eski bir Asya metninde yazmaktadır. 17. yüzyıldan itibaren kopuzun adı bağlama olarak söylenmektedir. Bağlama geç asırların bir icadı değil, Türk kültürünün ozanlık geleneği olarak kopuzun devamıdır. Bağlamanın bugünkü adının sap üzerindeki perde bağlarından geldiği sanılmaktadır.
Kaynak
Comments